|
hüzünlü bir ayrılık akşamında,
oturuyor bir bankta sevdaların kadını.
sonbahar rüzgarı dağıtırken saçlarını,
ağlıyor sesizce sevdaların kadını.
soğuktan titremiş o narin bedeni,
sarıyor şalını sevdaların kadını.
iyi edemez kimse , kanayan yüreğini
basıyor yarasına tuzu, sevdaların kadını.
toz pembe hayalleri yıkılmış, tükenmiş,
bakıyor umutsuzca sevdaların kadını.
mağrur başı önüne düşmüş,
küsüyor hayata sevdaların kadını.
sessiz yakarışlarını kimse duymuyor,
haykırıyor içinden sevdaların kadını,
yol alıyor meçhul karanlıklara,
kayboluyor gözlerden sevdaların kadını.
ilk aşk
Turnalar...
Ne istedi şairler sizden?
Sadakate açlık,
bu kadar mı törpüledi kıskançlıklarını...
Kendilerini yakın hissedip size
İnadına aynı aşka mısralar tüttürüp
Sizin kadar sabır edemeyişlerine mi yandı bu türküler.
Allı turnam
Telli turnam
Turnalar...
Size benden bir nazar duası;
En başta benim gözüm değmesin
İlk aşkınızla ölün
Özleme, hasrete
Islatmayın ilham kalemlerimizi.
dünya güzeli
bütün dünyayı gördüm
sokak sokak cadde cadde
ama senden güzelini görmedim
bu dünyanın içinde.
öyle güzel gözlerin var
sanki alman efsanesi
öyle bir raks edişin var
sanki ispanyol çingenesi..
boy pos sende
yürürken bütün gözler sende
bir an gözlerimin önünden geçip gittin
sen dünya güzeli...
|
|